Kısa ve Anlaşılabilir Bir Tahlil

Alper Tuna

İran’ın Irak, Suriye, Yemen vb. bölgelerdeki etkinliğinin, bir anlamda başarısının nedeni; mezhep temelli bir sistem ve bu sistemle örtüşen fanatik taraftarlardan oluşan bir halktır. İran dışındaki taraftarlar da aynı fanatizmin ürünü ise, tabiri caizse başarı kaçınılmaz oluyor.

Bu tespitler, bir övgü ve sövgüyü içinde barındırmıyor. Her başarı doğrudur diye bir kanaat yok. Bu ayrıntı ile devam edebiliriz. 

Bölgede Sünni olan halkın fanatik olan kesimi ise sadece malumunuz IŞİD. Sünni kesimin-çok azı hariç-IŞİD’in uygulamalarını onaylamadığı bir gerçek. Bir arada tutabilecek ve kararlar verip uygulayabilecek bir otorite en azından şimdilik ortada yok. Bu sebeple bölük pörçük olmaktan başka bir gerçek yok. Dolayısıyla küresel emperyalizme karşı verilen mücadele, bu dağınıklık münasebetiyle asla olması gerektiği ölçüde değil.

İran içerisinde Modernist-Laik 

diyebileceğimiz kesim, sisteme tehlike olabilecek ölçüde değil. ABD bu Modernist kesimi kullanabilecek kadar güçlü görmüyor. İran’ın mevcut rejimiyle ilerlemeyi maslahat açısından daha sonuç getirici olarak görüyor. Arap dünyasında Suud haricinde mezhep fanatizminden faydalanabilecek bir ülke yok. Sünni dünyanın anlaması gereken en önemli konu şu noktada düğümlenir. Gerek İran’ın mezhep fanatizmi ve onun sağladığı birlikteliğin bir benzerinin olmayışı, gerekse küresel emperyalizme karşı koyabilecek ciddi bir kültürün gelişemeyişi meseleyi özetler niteliktedir. 

Geriye Türkiye kalmaktadır. Fakat Türkiye’nin de bu konuda bir vizyonu yok. Yanlış bile olsa bölge halklarına sunabileceği mezhep veya başka bir temele dayanan özgün bir fikri, siyaseti, ekonomi sistemi yok. Dolayısıyla bölge halkına liderlik, ağabeylik yapabilecek bir atak söz konusu değil. Bu bölgeye umut verip hamilik yapmak, sadece “Osmanlı torunlarıyız” demekle olmuyor. Birkaç atıfla tarihe yönelip “Hepimiz kardeşiz” diyerek de konu çözülmüyor.
Gerçek şudur ki, “Arap Baharı” adı altında yapılan mücadelede maalesef Sünni dünya yalnız bırakılmıştır. Suriye’de İran’ın zalim varlığı, Türkiye ve Arap dünyasının hangi tavrı takınacağını bilemeyişi, muhalif kanadın önemli bir bölümünün ABD’ye mecbur bırakılmasına yol açmıştır. İstenen de budur. Bölge halkı üzerine uygulanan zulüm sistemleri, satılık yöneticiler, ekonomik dar boğazlar, düşünsel ufuksuzlukla birleştiğinde ortaya; ya Arap Baharı varyantlarıyla oluşan bir güruha dahil olmak ya satılık sistemlerin paralı askeri olmak ya da ülkesini terk edip mülteci olmak zorunluluğu maalesef kendiliğinden ortaya çıkıyor. 

Sonuç olarak; bölge halkını küresel emperyalizme karşı koruyabilecek hiç bir sistem, ideoloji, lider yoktur. Bölge halkı çektiği acı, yaşadığı katliam, zulüm ve mecburi direnişiyle ABD politikalarına eklemlenmek zorunda bırakılmaktadır. Bölge halklarını bu çaresizlikle baş başa bırakan maalesef ABD politikalarını önceleyen siyasi tutumlar ve bu tutumlardan taviz vermeyen yaklaşımdır. Bu tutumu siyasi bir tercihmiş gibi sunmak, siyaset dediğimizi kötürüm bırakan tek sebeptir. 

  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
EN ÇOK
SPOR SONUÇLARI
  • 1. Kasımpaşa264
  • 2. Trabzonspor262
  • 3. Akhisar Belediyespor242
  • 4. Beşiktaş232
  • 5. Fenerbahçe132
  • 6. Antalyaspor131
  • 16. Eskişehirspor10-2
  • 17. Gaziantepspor10-3
  • 18. Mersin İdmanyurdu20-5
  • Tümü
Sitemizdeki yazı, resim ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz, kaynak gösterilmeden kullanılamaz.Haber Yazılımı: CM Bilişim