Esvâbın (giydiğin şeyin) söküğün üstüne dikme. Cünüp olup yemek yeme. İyi adını keme (kötüye) takma ve keme (kötüye) yoldaş olma. Zararını çekersin. Yürü ileri, geri kalma, alay bozma, tarla basma. Yârân payına (dostlar ayağına) sarkma. Komadığın yere el uzatma.
İki kişi söyleşirken dinleme. Nân ü nemek (ekmek tuz) hakkın gözet. Nâ-mahreme (sana helâl olmayana) nazar edip (bakıp) ihanet etme. Davetsiz bir yere varma, varırsan emn-ü emân (korkusuz) yere, ehl-i ırza (nâmuslu kimseye) var. Mahrem-i esrâr (sır arkadaşı) ol. Her mecliste istimâ‘ ettiğin (işittiğin) sözleri hıfz eyle (aklında tut). Evden eve mesâvî edip (kötülük edip) söz gezdirme. Zemm-ü nenm-ü gıybet ve mesâvîden (çekiştirme ve dedikodudan ve kötülükten) ârî ol. Halûk (güzel ahlâklı) ol, herkesle hüsn-ü ülfet et (iyi geçin). Lecûc (inâdcı) ve zebândirâz (dili uzun) olma.
Senden uluların önünde gitme. İhtiyârlara riâyet et (saygı göster). Dâimâ tâhir (temiz) olup her muharremât, menhiyâttan (haram olan ve yapılmaması emredilen şeylerin hepsinden) perhizkâr ol. Evkāt-ı hamseye (beş vakit namaza) müdâvemet edip (devamlılık gösterip) salâh-ı hâl ile mukayyed (iyi hâl ile bağlı) olup ilimle meşgul ol. Bu bentlerimi (sözlerimi) “Gûşuna mengûş eyle (kulağına küpe et)!” deyip enseme bir sille-i pehlivanî (bir pehlivan tokatı) vurup, kulağımı burup: “Yürü âkıbetin hayır ola, el-Fâtiha” dedi.













Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.