Ahmet Hüsrev ÇELİK
2055 yılının kavurucu bir yaz günü, Mısır önümüzdeki hafta sonu yapılacak seçimlere hazırlanıyor.
Liderler seçim programları kapsamında mitinglerini artık tamamlamak üzereler. 2055 yılının bu kavurucu yaz gününde, Mısır’da çok önemli bir miting gerçekleştirilecek.
“Büyük Kahire Mitingi”
Mitinge yerli yabancı basının yoğun bir ilgisi olduğu gözleniyor. Pek çok ülkenin televizyonlarının bu mitingi canlı olarak yayınlayacakları biliniyor. İktidar partisi tarafından organize edilen mitinge halkın katılımı olağanüstü. Dünyanın pek çok ülkesinden yabancı konuklar da kendilerine ayrılan bölümde yerlerini almış durumdalar.
Sabah saatlerinden itibaren akın akın insanlar ellerinde Mısır bayrakları, parti bayrakları ve R4BİA bayrakları ile meydana geldiler. Meydan’da coşkulu bir müzik eşliğinde başkanın anons edilmesini bekliyorlar.
Ve nihayet yüz binlerin alanda ve milyonların ekran başında bekledikleri an geldi. Coşkulu bir müzik eşliğinde platforma çıkan başkan mikrofonu eline aldı, Halkın sevgi gösterileri, tezahüratlarına karşılık R4BİA işareti yaparak halkı selamlıyor. Meydan “dik dur eğilme bu millet seninle” sloganlarıyla inliyor.
SELAM OLSUN ERDOĞAN’A
Ve işte konuşmasına başlıyor sayın seyirciler izliyoruz….
“Mısır, Mısır, Ümmet’in annesi, Mısır selam olsun sana, selam olsun Kahire’ye, İskenderiye’ye, Nil’e, Asvat’a, Asyut’a, Dimyat’a, İsmailiye’ye, Şarm el-Şeyh’e, Port Fuad’a, Port Said’e, selam olsun tüm Mısır’ın şehirlerine, selam olsun Mekke’ye, Medine’ye, Gazze’ye, selam olsun Şam’dan Sana’ya tüm bilad-ı islama, Selam olsun bundan 40 yıl önce Demokratik Mısır’ın inşası için kahramanca mücadele eden R4BİA Meydanı’na, selam olsun Mursi’ye, selam olsun 17 yaşında şehit Esma’ya, selam olsun 40 yıl önce hakkı dünyaya haykıran, Mısır’ın demokrasi mücadelesinde 40 yıl önce tereddütsüz yanında duran, dünyanın iki yüzlülüğünü dünyanın yüzüne çarpan Tayyip Erdoğan’a, Selam olsun Türk halkına, Selam olsun 5 Temmuz 2013’te “Kardeşim Sen Özgürsün” şarkısını tüm dünyaya duyuran TRT Türk televizyonuna.
MİLLET İRADESİNE KARŞI DURULMAZ
Sevgili Mısır’lılar önümüzdeki hafta sonu bir kez daha sandığa gideceksiniz. Bir kez daha demokrasiye sahip çıkacaksınız. Bir kez daha millet iradesini tecelli ettireceksiniz. Sevgili Mısırlılar, Bu ülkede demokrasinin inşası kolay olmadı, bu günlere kolay gelinmedi. Bu ülkede seçilmiş Cumhurbaşkanı Mursi’yi bundan 40 yıl önce darbe ile indirdiler, tutukladılar ve hapse attılar. Adeviye Meydan’ında toplanan sivil halkın üzerine ateş açtılar. Bu ülkede halkın iradesine ipotek koydular. Halkın üzerinde vesayet ihdas ettiler. Ötekileştirdiler, fakirleştirdiler. Filistin’in nefes aldığı kapıları kapattılar. Açlığa ve yoksulluğa mahkum ettiler.
Sevgili Mısırlılar sizlerin demokrasi talebinizdeki ısrarınızla, demokrasi için mücadelenizle ve demokrasiye sahip çıkmanızla, Allah’ın izniyle Mısır’da artık darbeler, vesayetler dönemi kapanmıştır. Bu ülkede artık hiç kimse hukuku çiğneyerek darbe yapamaz. Bu ülkede artık hiç kimse bir meydanda toplanan kalabalığın üzerine ateş açamaz. Şunu herkes bilsin: Demokrasiye müdahale eden, müdahale girişiminde bulunan herkes bunun hesabını er ya da geç Mısır ve tarih önünde hesabını verecektir. Sevgili Mısırlılar bundan 40 yıl önce Mursi’nin yargılandığı mahkeme ve kaldığı hapishaneyi demokrasi ve özgürlük müzesi haline getiriyoruz. Bugün Mursi’nin adı millet nezdinde yaşamaya devam etmektedir. Ancak onu yargılayanlar tarihe kara bir leke olarak geçmişlerdir. Bugün onların isimlerini hatırlayan yoktur. Sevgili Mısırlılar. Millete rağmen olmaaaz…Millet iradesine karşı durulmaaaaz……”
“DARBE –SEÇİM-DARBE-SEÇİM” DÖNGÜSÜNÜN MAĞLUBU DARBECİLERDİR
Evet tarih tekerrürden ibaret ise istikbalin de, geleceğin de tekerrürden ibaret olduğu rahatça söylenebilir.Gelecekte tarihi oluşturacak, gelecekten geçmişe bakıldığında hadiseler bugünün istikbalidir. 2055 yılından geriye bakıldığında yukarıdaki sahneye giden sürecin olacağı kuvvetle muhtemeldir. O halde bu günden de 2055 yılına bakıldığında da yukarıdaki sahne tahayyül edilebilir. Bu tahayyül; bir gelecek okuması veya bir falcılık mahiyetinde değildir.
Tarihin süzgecine takılan ve benzerleri tarihin değişik dönemlerinde, dünyanın değişik coğrafyalarında müteaddit defalar yaşanmış hadiselerin bir benzeridir.
Buna ilişkin yakın olsun uzak olsun somut örnekleri çoğaltmak mümkündür. Bir kısmı herkesçe bilinen bu benzeri hadiseler, yakın tarih boyunca bir süreç içerisinde gelişmiştir. Halkın kendi hür iradeleri ile kendi yöneticilerini seçmek istemesi, bu noktada tercihlerini özgürce beyan etmek istemesi, iradelerinin tecelli etmesini arzusu bir zaman karşılık bulmakta ve sandık halkın huzuruna getirilmektedir.
Halk tercihini yapmakta, ancak yapılan bu tercih bir kısım vesayet organlarınca beğenilmemektedir. Halkın seçtiği yöneticiler vesayet organlarının müdahalesi ile indirilmekte, hatta kimi zaman idam bile edilebilmektedir. Sonra aradan biraz zaman geçmekte sandık yine huzura gelmekte, yine halk istediğini seçmekte, vesayet organları yine devreye girmekte ve halkın iradesi bir kez daha engellenmektedir. Sandık bir daha gelmekte…., bir daha gelmekte…., müdahaleler tekrar etmektedir. Darbeler, seçimler, darbeler, seçimler döngüsü ortaya çıkmaktadır.
VESAYET SİSTEMİ İÇİN SONUN BAŞLANGICI: İLK SERBEST SEÇİMLER
Ta ki bir gün gelmekte ve artık vesayet sistemi bir yerde kırılmaktadır. Bu vesayetin aslında kırılması ilk serbest seçimlerin yapılması ile başlamaktadır. İlk serbest seçimlerin yapılması demokrasi yolunda dönülemez ilk adım olmaktadır. İlk serbest seçimler vesayet için sonun başlangıcıdır. Bu yoldan dönülememekte ancak suni müdahalelerle geciktirilebilmektedir. Darbe yapmış vesayet artık kırılmaya başlamış vesayettir. Her darbe sonrası darbe olgusundaki kırılma daha da artmakta, her darbe sonrası vesayet organı daha da zayıflamaktadır. Son darbesini son gücüyle yapmakta, son darbesinden sonra bir daha yapacak takat bulamamaktadır.
Her darbe sonrası, darbeye maruz kalan halk iradesi, daha da güçlenmektedir. Her darbe sonrası demokrasinin ve demokrasiye sahip çıkılmasının kıymeti daha iyi anlaşılmakta, demokrasi düşüncesi daha da güçlenmekte, büyümektedir. Demokrasi ve milli iradeye sahip çıkma kültürü ve iradesi artık öyle bir noktaya gelmektedir ki, darbeciler bir daha darbe yapma gücü bulamamaktadırlar.
Seçimlerin yapıldığı ancak, serbest yapılmadığı ülkelerde bu döngü oluşmaya başlamamaktadır. İnsan fıtratına uygun olan seçimle yönetici seçme ve irade ortaya koyma yönteminin halk tarafından benimsenmesi zor olmamaktadır. Bir kez tatması yeterlidir. Demokratik tercih ve sandık iradesini henüz tatmamış ülkelerde bu döngünün oluşması zaten söz konusu olmamaktadır.
DARBELERİN KAÇ DARBELİK ÖMRÜ VAR
Kimi ülkelerin demokrasiye geçişi daha sancısız olurken, kimi ülkelerin demokrasiye geçişi daha zorlu olmaktadır.
Kimi ülkelerin demokrasi yoluna çıkışı uzun zaman önce olmuş iken, kimi ülkeler yeni yeni başlamışlardır. Ancak bu yolda adım atmış olduğu halde yarım bırakan olmamıştır.
Mısır demokrasi tecrübesini yeni yaşayan ve çabuk benimseyen bir ülke olmuştur. Kendi tercihine sahip çıkma noktasında ilk tecrübeye göre beklenilenin üzerinde de bir direnç göstermiştir. Darbe yapan darbeciler, Mısır’ın demokrasiye geçişini geciktirebilecekler ancak engel olamayacaklardır. Darbeciler ilk gücünü kullanmışlardır.
Son güçlerini tüketene kadar bu döngü devam edebilir. Mısır halkı ilk gücünü elde etmiştir. Demokrasi için ilk mücadelesini vermiştir.
Mısır’da darbecilerin ve Mısır darbeler tarihinin kaç darbelik ömrü olduğunu geleceğin tarihi gösterecektir.
İstikbal tekerrürden ibarettir.










































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.